10.06.2009

Denizin mavisinde bir çakıl taşı kıpırtısı

Yatağında uyanmamak; evinden, şehrinden kaçıp bir kıyı köyüne sığınmak bir kadının hayatında neyi değiştirebilir ki? Tek bir çakıl taşını olsun kıpırdatabilir mi yerinden?

Gece, sanki asırlar öncesinde kaldı. Mehmet de asırlar öncesinde. Korkunç bulantı aynı yerde. Şiddetli baş ağrısı uyanır uyanmaz yerleşti gözlerime.

Mehmet.
Geceyi örten bakışları…

Çekili perdelerin ardında bir kıpırtı; sahipsiz. Denizden esen sabah rüzgârı belki de. Dalları pencereye uzanan gül ağacına estiyse.

Mehmet.
Kirpiklerinin gölgesi yüzümde…

Onu değil, yakamozu izleyerek buldum yolumu. Yabani bir kuşun çığlığını duyunca yetişmeye çalıştım adımlarına. Köpekler ulurken belli belirsiz yaklaştım. Ya anladıysa korktuğumu… Eve yaklaşır yaklaşmaz uzaklaştım gerçi.

Mehmet.
Kolumdaki ince sızı ile birlikte…

Anahtarımı aradım, bulamadım. Buldu. Ahşap ve eski kapı gıcırdayarak açıldı. “Hoşça kal” derken gül ağacının dalları kolumu çizdi. İnce kesikler bırakır gül dikenleri… Sordu:
“Canın acıdı mı?”
Bir yanıt vermiş olmalıyım. Hatırımda değil.

Kapıyı kilitledim. Emin oldu kapıyı kilitlediğime… Öyle gitti küçük bahçeden. Gülkurusuna boyalı evden öyle uzaklaştı. Kolumda dikenlerinin izini bırakan gül ağacından gül kopardı giderken.


Ege Denizi’nin maviliğinden kopan bir dalga ile bir çakıl taşı kıpırdadı ansızın.
Haberim yok.

4 yorum:

geveze baykuş dedi ki...

uyanabileceği bir yatağı yoktu kadının. en azından gelecek birkaç hafta için kaçıp saklanabileceği yeri de...

hayatını bir çırpıda silivermesi ve sildiklerinin yerinin boş kalışı mıydı içini acıtan şimdi ne yapacağını bilmeyişi miydi, ayıramamaıştı henüz.

sadece çok acelesi olduğunun farkındaydı. eski ismine kavuşmak, yeni bir şehre taşınmak ve onu hiç tanımayan insanların arasından bir tanıdıklar kalabalığı yaratıp yalnızlığının kalanını onların içinde yaşamaya başlamak için, çok ama çok acelesi vardı.

denizde minicik bir damlaydı, sahilde çakıl taşı. kitlelerin arasında varlığı farkedilmeyen sıradan bir parçaydı, ama tek parçaydı ya, başlangıç için yeterdi. ötesini aramak anlamsızdı şimdi.

derin bir nefes aldı, harekete geçmeye hazırdı artık. ayağa kalktı...

Duygu dedi ki...

Bugün sana telefondan mesaj attım ama ulaşmadı,bir posta yollayacaktım,bana verdiğin adreste herhangi bir değişiklik var mı?

Öpüyorum

atesinsesi dedi ki...

bembeyaz bir tuval(hayal)

Adsız dedi ki...

küçücük bir çocukken, bir çakıl taşının dünyanın sonunu getireceğine inanırdım. Patlamaya hazır bir bomba misali,onları tek tek ayırır, renklerine göre düzenler, ameliyat masasındaki bir cerrah titizliğinde onları saklardım. Kafamda nasıl bir kurgu yaptıysam eğer, uzun bir süre o çakıl taşlarını sakladım. Sonra büyümeye başladıktan sonra dünyanın sonunun çakıl taşlarından gelmeyeceğine inandım. Onları tekrar geldikleri yere, denize bıraktım.