27.10.2010

Bir bulut uğradı bana

İşimi gücümü bıraktım, bilgisayarımın başında ince ince ağladım. Puslu puslu yaşlar aktı gözlerimden. Ellerime rimelim bulaştı, göz makyajım kirpiklerime karıştı.

Neyse ki çok sürmez. Bir bulut uğrar gibi… Yağar geçer gözyaşlarım.

İşi sekteye uğratan bir aksaklık, eski sevgiliden kulağıma çalınan bir haber, sevgiliye göz dikmiş bir eski arkadaş ya da iğne gibi batan nefret kusan sözler değildi nedeni.

Dedemi özlediğim için ağladım.

Altı yıl önce ekimde kaybetmiştim dedemi. Yağmura yakın, arada güneşe dönen böyle bir gündü. Bugünün o güne benzerliği ağlattı… Ya da fotoğrafta gülümseyen ihtiyar adamın onun gülüşüne benzerliğinden ağladım.

Dedem “Cırcır böceği” derdi bana… Sevgi dolu derdi ama. Bazen gereğinden çok konuştuğum olur.

Ölüm ezelden beri korkutur beni. Korkmaktan başka yakıcı bir özlemi de var ediyor yüreğimde…

Yıllar var ki kimseler “Cırcır böceği” demiyor bana. Dolu bir sevgi ile bakmıyor.

Hiç yorum yok: