1.10.2010

Saksısına sığmayan menekşe

Yorgunluktan ağlamayı unutmuş muyum yoksa uzun zamandır ağlayacak kadar yorulmamış mıyım?

Şu an zırıl zırıl ağlıyor olmam önemli değil. Beynimin içinden büyük bir gürültü ile çıkan, kulaklarımda patlayan ve gözlerimin etrafında hissettiğim baş ağrısı tek gerçek.

“Bu meslek bugün beni öldürmediyse bir daha öldürmez” dediğim günlerden biriydi. Hatırlanmamak üzere geçmişin karanlık ve tozlu sayfalarına mahkûm etmek istiyorum!

Bir haftadır onca başka işin arasında bir de bu aptal bülten ile uğraşıyordum. 10’dan fazla söyleşinin yer aldığı oldukça kapsamlı bir özel sayı oluştu. Tasarımı bitti vs. Bugün ufak tefek revizyonların ardından matbaaya gidecekti ki kilitlendik kaldık.

Bir yanda “Şu kadar, bu kadar sayıda basılabilir!” diyen C.C. diğer yanda “Baskıya girmek için sizi bekliyoruz” diyen matbaa. Öte yanda ise ulaşamadığım grafiker arkadaşım!

Olabilecek tüm aksilikler yaşandı. Önce grafikere ulaşamadım, sonra ulaştığımda “Şu an bilmem kaç forma dergiyi kapatıyorum. İmkânı yok işi alamam” dedi. “Sen dokümanı ftp’ye yükle yeter, bakacağım çaresine…” dedim. Ftp’de sorun oldu, doküman 45 dakikada ancak yüklendi. Yüklenen dokümanı indirmemiz yarım saati buldu, indi nihayetinde. Bu defa da indesign’da sorun çıktı, açılmadı doküman. Sürümleri tutmamışmış, programlar çakışmışmış vs.

En nihayetinde matbaayı aradım ve o kahrolası sayı için “Yarın sabah iletebileceğiz” demek zorunda kaldım. Bir işi yarım bırakmak, tamamlayamamak, aksatmak hiç tarzım değil.
“Yarın sabah burada olacağım, ilgilenirim” dedi matbaadaki kadın. Sesimdeki gerginliği, yorgunluğu, bıkkınlığı, yılgınlığı, usancı, her şeyi okudu galiba. Gizlemeye harcayacak gücüm kalmamıştı zaten.

Risk aldım ve C.C’ye aksaklık olduğunu, matbaaya gidemediğimizi söylemedim. Her an memnuniyetsizliğini bildirebilir, bülteni bizden geri alabilir vb. Bu meslekte daha önce defalarca yaşanmış ve yaşanacak olan tekrarlar, kendi içinde haksızlıklar yumağı… Emeğini bir kalemde hiçe sayabilen, nankör, acımasız bir mesleğim var benim.

Yarın sabah erkenden uyanacağım ve yüzümde dayanılmaz ağrılara neden olan işi tamamlayıp, kurtulmanın yollarını arayacağım.

Ardından kapatacağım bilgisayarımı.

Bir buçuk gün boyunca hiç açmayacağım.

Körpe yeşil yapraklar açan ve artık saksısına sığmayan Afrika menekşem için yeni bir saksı alacağım belki.

Her geçen gün açan körpe yeşil yaprakların menekşeye iyilik mi yoksa fenalık mı ettiği üzerine kafa yoracağım biraz da.

Hiç yorum yok: