5.01.2010

Bir düş yazdım, detaylardan ibaret

Gündüz sona ermek üzereydi. Bandın üzerine bıraktıklarım kasaya doğru ilerlerken aldıklarıma baktım. Şeffaf bir kutuda tek ekler pasta, biberli üçgen peynir, küçük kavanozda zeytin ezmesi, yuvarlak sandviç ekmekleri, gazete. Bir, bilemedin iki kişi için ufak tefek alınmışlar. Bant kasaya doğru ilerlerken hayatımın özeti gözlerimin önünden geçer gibi oldu.

Gündüz sona erdi. Bu gece Ege’yi ve yaz akşamlarını özlemediğim kadar çok özledim.

Ekler pastanın arasında beyaz krema olduğunu fark etseydim almazdım. Beyaz kremalı ekler pastaları pek tercih etmem. Tadı fena değil ama… Sanki ekler pastalar mutlaka çikolatalı olmalı.

Belki bir ay önce Lübnan’dan bir arkadaşımla yazışıyorduk. Sanırım İstanbul’un çok soğuk olduğundan söz ediyordum. Karşılığında Beyrut’a yağmurun çok yağdığını yazdı. “Üşütme sakın. Bol bol ıhlamur iç” dediğimi hatırlıyorum. “Lübnan’da ıhlamur ağacı yok. Ihlamur içmeyi çok özledim ama ne yazık ki burada bulamıyoruz” dedi. Uzun yıllar Türkiye’de, İstanbul’da yaşamıştı. “Üzülme, sana ıhlamur gönderirim” dedim. İşler, bazı olumsuzluklar ancak nefes aldırdı. Nihayet bugün, arkadaşıma bolca ıhlamur ile birlikte kurutulmuş karanfil de gönderdim.

Karanfil kokulu sıcacık ıhlamur ona buraları hatırlatacak. Karanfil kokulu sıcacık ıhlamur bana oraları hatırlattı. Oralar derken… Ege’yi.

Bu gece Ege’yi çok özledim. Uzun zamandır uzak durduğum bir düşün bildik detaylarını sıraya koydum. Gündüzün kavurucu sıcağı ile akşamın tuzlu serinliği iç içe geçmiş, bulutlara gizlenmiş. Akşamsefaları Ege’de öyle her yerde açmaz; evlerin küçük bahçelerinde, çeşmelerin yakınlarında boy verir. Kokusu daha keskindir İstanbul’da açanlardan. Tenim tunçtan bir heykelin renginde, saçlarım ayçiçeklerinin sarısında. Üzerimdeki kısa elbise mutlaka beyaz. Saçlarım hiç olmadığı kadar dağınık, hiç olmadığı kadar uzun. Ege’nin tuzlu ve serin suları, balıkçı takalarının yanıp sönen ışıkları, uzaktaki ada ve belirsiz ışıkları. İlerideki zeytinlikte otlayan koyunlar, koyunların boynunda çın çın eden çıngıraklar, ağustos böcekleri…

Bildik bir düş... Detaylardan ibaret.

Hiç yorum yok: