25.06.2010

Ömür törpüsü sevda hâlleri

Günlerdir. İstanbul yağmurdan sellere kapıldı, ben ise… Duygu sellerinde sürükleniyorum. Değil aşk, aşkın yakınından geçen sevda hâlleri bile bana yaramıyor. Aşk ömrümü törpülüyor. Belki de sevda rüzgârlarını yapraklarımda estirenlerden, hep böyle.

Hep fırtınayı bulurum. Sevdiğim, seçtiğim… Hep boran, hep tipi. Akıllanmam, benden ne köy ne kasaba…


Tırmalama saatleri
Sabah ofisten içeri adım atar atmaz, telefon zır zır! Acılı ses tonuyla çırpınan asistan kız “Ihlamur Hanım, dün iletmeniz gereken söyleşi metni hâlâ ulaşmadı. Bekliyoruz. Biliyorsunuz ki…” diye zaten bildiğim konuyu açıkladı da açıkladı.
“Bir saniye” dedim. “Bilgisayarımı açıyorum”.
Emin olmak için outlook’umun da açılmasını bekledim.
“Dün, saat 23:58’de adresinize düşmüş olması gerekiyor. Size iletilen saat bu ve ben de cc’deyim”.
Kızın tenkit etmeye yakın sesi inceldi, “Sanırım server’ımızda bir sorun var ve…” diye başladı. Bir saatten fazla zamanım farklı adreslere aynı metni geçmeye çalışmakla, ardından ulaştı-ulaşmadı konuşmaları yapmakla geçti. Sonrasında dağıldım gittim.


Tarih öncesi ve ondan sonrası
Gün boyu onu oraya, bunu buraya, şunu şuraya koydum. Olmadı, ortaya çıkan yazıyı hiç sevmedim. Anadolu Uygarlıkları bilgim çok zayıftır zaten. Türk-İslam ile Avrupa yormuyor da İ.Ö.’de tam anlamıyla tırmalıyorum.

Belki de güçlük İ.Ö.’de değildir. Tüm düzenim değişti, aklım karmakarışık.


Kahreden olasılıklar
Sahildeydik, ikimiz. Sormuştu:
“Birine çok aşık olsan ne yaparsın? Belli eder misin?”
Beklemediğim bir soruydu. Jet hızıyla aklımda maddeler oluşturmuştum.
1) Birbirimize aşık olabilme ihtimalimizi düşünüyor olabilir.
2) Daha beteri, ona aşık olduğumu anladı!
3) Ya da beterin beteri! Birine sırılsıklam aşık oldu, ne yapacağını bilemiyor. Akıl sormak için de beni seçti!!!

Sıraladıklarımdan korkarak “Bana kalır, öyle kalır orada” diye geçiştirmeye çalışmıştım.
“Çok diyorum ama… Çok sevsen”.
Kararlılıkla, “Çok sevsem de”.
Karşıyı seyretmişti bir süre, Topkapı Sarayı ve Ayasofya görünüyordu durduğumuz yerden. Ben ise yosunların rengini alan gözlerine kaçamaklar yapmıştım. Ondan habersiz.

O zamandan bu zamana…

1) Hâlâ benden habersiz.
2) Bana layık bir erkek olmadığı inancında dönüp duruyor.
3) Umurunda değilim.
4) En dayanılmazı, süregelmiş ve süregelecek soru işaretleri...

Hiç yorum yok: