11.03.2010

Veda

Bu akşam ‘Livaneli’ imzasını taşıyan Vedayı izledik. İzleyiciler içinde oldukça ihtiyar bir çift de vardı. Ayakta güçlükle duran, bastonuna dayanıp ayağını sürüyerek koltuktaki yerine geçen ihtiyar adama ondan biraz daha iyi durumdaki eşi destek oluyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını anlatan filmi izlemeye gelmişlerdi.

Veda, Selanik’te başladı. Arnavut kaldırımı yolları, ahşap ve avlulu evleri, savaş yıllarının tüm kederi ile. Mustafa Kemal ile Salih Bozok çocukluk arkadaşı… Savaşlar, kayıplar, çekilen acılar ilişkilerini arkadaşlıktan kardeşliğe dönüştürüyor. Ve hikâye, aralarındaki kardeşlik bağından yola çıkılarak Salih Bozok’un ağzından anlatılıyor.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Mahalle Mektebi’nde başlayıp Askeri Okul’da süren öğrenciliği, cephelerde geçen gençlik yılları ve Fikriye… Ve Latife Hanım. En vurucu sahnelerde aynı sözü duyup, aynı el yazısını okuyoruz:
“Elveda!”

Ve, o eşsiz Rumeli türkülerini dinleyerek.

Görüntü yönetmenliğini Peter Steguer’ın yaptığı filmin müzikleri Zülfü Livaneli’ye ait. Senaryo çalışması üç yıl sürmüş ve çekimler yedi haftada tamamlanmış. Veda için Türkiye’ye 1.200 kilogram makyaj malzemesi getirilmiş ve bir makyaj laboratuvarı özel olarak tasarlanmış. Kurtuluş yıllarını canlandıran gerçekçi sahneler böyle yaratılmış.

Veda, “Ölüme Meydan Okuyan Bir Kuşağın Hikâyesi…”

Bir kez daha izlemek isterim.

Hiç yorum yok: