
Temmuzda deyince aklıma Fatih Akın’ın aynı isimli filmi geldi. Yeni bir film çekse de izlesek… Bayılıyorum tarzına.
Tanıştığımız gece laf arasında “Fatih Akın’ı çok beğeniyorum” demiştim. “Aynı filmlerindeki gibi bir adam” demişti. “Filmlerindeki tüm karakterler kendi hayatlarında da aynılar”.
Sormuştum: “Tanıyor musun?”
“Berlin’de sabaha karşı bir işkembecide görebilirsin onu. Masasına oturursun ve sohbet edersin. Konuşmuştuk biz de”.
“Öyleyse bir dahaki sefere ona söylersin. İstanbul’da bir kız var ve filmlerini çok beğeniyor”.
Gülümsemişti, “Olur, söylerim”.

Farklı davranmıştı ve o dakika etkilenmiştim.
Bulutlu gökyüzünden Fatih Akın’a, Fatih Akın’dan ona nasıl geldim bilmem. İşte bu kasvetli havalar beni benden alıyor, ne yaptığını bilmez hâle getiriyor.
Bu hafta çok yoğun geçecek. İşler bir anda yığılıyor ve masamın üzerinde tümülüsler oluşturuyor. Alttan girip üstten çıkıp hepsini yoluna koymak zorundayım.
İşte-evde bir dolu sorumluluk beni bekliyor. Aslında hiçbirini üstlenesim yok. Biliyorum, güneşli, ışıl ışıl bir hava olsaydı böyle olmazdım. Bunları yazmak yerine çoktan işime koyulur ve daha güzel günlerin hayali için çalışırdım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder