
Sokağa ince kabanımla çıkmamalıydım. Dün gece kar yağmıştı, havanın çok soğuk olacağını tahmin etmeliydim. Mavi polar pijamalarımı giydim, taze demlenmiş çay, kalorifer gürül gürül… Hâlâ üşüyorum.
Yeşillenen umutları düşlemek
Renklipamuklar’dan umutluydum, hüsran oldu. O da uyanamamış sabah. Saat on bire geliyordu gözlerimi açtığımda... Hazırlanmak, evden çıkmak zaman aldı. Yılbaşı üstü alışveriş merkezlerine bayılıyorum; her yer ışıklar, süsler içinde! Zil sesleri, Noel Babalar, ayıcıklar, penguenler… Evet, yıllar göz açıp kapayıncaya dek geçiyor. Fakat yeni yıl yaklaştıkça geçen yılları düşünmekten çok yeşillenen umutları düşlüyorum.
Severiz paylaşmayı…
Dört günden fazla oldu, blue jean almıştım. Tadilat için mağazada bekliyordu ancak gidebildim. Gitmişken aynısından renklipamuklar’a da aldırdım. Aynı kıyafetlerden, çantalardan, ayakkabılardan alır ikizler burcu gibi gezeriz. Severiz paylaşmayı…
Bugün çok çay içtim. Neyse ki kahveyi bıraktım artık. Mide kramplarımın tekrarlamasından korkuyorum. Gece yarısı hastane koridorları, acil servisler, o tarifsiz acı… Nereden geldi şimdi aklıma? Kendini hissettiren ağrıdan olabilir mi?
“Hem senin hem de benim ruh sağlığımız için lifestyle dergi yapmalısın” dedi renklipamuklar. “Tercih ederim ama lifestyle iş yok” dedim. Laleleri, çınarları, sonbaharı, şiirleri yazdığım günleri özledim.
“Kaybolup giderken fırtınalarda, gönlümce bir ıssız ada bulmuşum. Fark etmeden… Senin olmuşum”* derken şarkının sözleri… Onunla rastlaşmadık bugün.
* Fikret Kızılok, Fark etmeden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder