11.12.2009

Gece yarısı

Her gece bu saatlerde çöp kamyonunun sesini duyuyorum. Gece yarısına yakın. Yaz geceleri değil açıkçası, fakat kış geceleri düşünüyorum. Biri konteyneri kamyonun kelepçesine iyice oturtuyor, yere dökülenler varsa bir başkası onları topluyor. Şoför koltuğunda biri ve onun yanında bir başkası daha… Zaman gece yarısı. Çoğunlukla bir şeyler okuyor oluyorum bu saatlerde. Kitaptan ya da online gazetelerden. Yorgunlukla biten bir günün sonunda kaçırdıklarımı yakalamaya çalışıyorum. Yanımda çay olmazsa süt duruyor. Süt de olmazsa bir bardak su belki. Çikolata kağıtları… Meyve yemek istemesem de her gün bir mandalina, en azından.

TV izlerken yün yastığın bir yüzünü ördüm, bitirdim. Sanki Behlül Bihter’den çoktan vazgeçmiş.

Uzun zamandır aynı müziğin etrafında dönüp durmuyordum. İçinden çıkılmazlıklardan belki...

Hani bir tünel ve o tünelin sonunda görünecek ışık hikâyesi vardır. Öyleyse... "Bir tünele çıkmak bilmeyen yollara!" diyelim bu gece...

Hiç yorum yok: